"Enter"a basıp içeriğe geçin

Anne Sütündeki Hassas Denge

Okuma Süresi: 4 dakika

Anne sütü, bebeğin besin ihtiyaçlarını eksiksiz olarak gidermek ve bebeği olası enfeksiyonlara karşı korumak üzere var edilmiş çok özel bir karışımdır. Karışımdır diyoruz çünkü içeriğindeki maddeler bebeğin ihtiyacına göre özel olarak hazırlanmıştır. Bununla birlikte bebeğin hasta olduğu yada ihtiyaçlarının değiştiği dönemlerde süt karışımındaki maddelerin oranları da değişir.

Anne sütü tam bir yaratılış harikasıdır. Anne sütündeki besin maddeleri özenle ayarlanmış bir denge içerisindedir, bu sayede bebeğin henüz olgunlaşmamış vücut sistemleri için en uygun içerik sağlanmış olunur.

Anne sütü, bebeğin beyin hücrelerinin büyümesini sağlar ve sinir sistemi gelişimini hızlandırır. İnek sütünde yer alan alerjen maddeler anne sütünde yer almaz.

Doğum sonrası anne karnındaki korunmuş ve mikropsuz alanı terk eden bebek, birçok mikropla savaşmak zorundadır. Anne sütünün en önemli özelliklerinden biri de böyle bir durumda bebeği enfeksiyonlara karşı korumasıdır. Anne sütü anti-enfeksiyon özelliğe sahiptir, bu özellik sayesinde iyi bakterilerin yaşamını desteklenirken, zararlı virüslerin, parazitlerin ve kötü bakterilerin yaşamalarını engellenmektedir. Anne sütünün bu yapısına “normal flora” adı verilmektedir.

Anne sütü sindirimi en kolay besin kaynağıdır, böylece bebek ürettiği enerjinin büyük bir kısmını organların ve bedenin gelişmesi için kullanabilmektedir.

Anne sütünden bebeğe geçen koruyucu hücreler (antikorlar), bebeğin daha önceden hiç tanımadığı mikroplarla adeta bilgisi varmış gibi savaşmaya başlamasını sağlar. Özellikle doğumdan sonraki ilk birkaç günde salgılanan ve “kolostrum” adı verilen sütte bol miktarda bulunan antikorlar koruyucu etkilerini doğrudan gösterirler.
Anne sütü yerine başka besin maddeleri kullanmak bebeğin ihtiyacını tam olarak karşılayamaz. Bebekler için klasik bir besin maddesi olarak düşündüğümüz inek sütünde daha fazla miktarda #kazein bulunur. Kazein pıhtılaşmış (mayalanmış) sütte bulunan bir proteindir. Bu madde midede daha büyük parçacıklara ayrılır, sindirimi zorlaştırır. Bu yüzden inek sütünün sindirimi anne sütüne oranla daha zordur. Bu maddenin anne sütünde çok az miktarda bulunuyor olması bebeğin sindirimi için bir kolaylıktır.

Anne sütünü farklı yapan bir diğer özellik ise içerdiği şekerdir. Anne sütünde ve inek sütünde #laktoz isimli aynı tip şeker bulunur. Anne sütünde ki laktoz miktarı (litrede 7 gr) inek sütünden (litrede 4.8 gr) daha fazladır. Anne sütünde demir % 50 oranındadır. İnek sütünde ise bu oran daha düşük olduğu için inek sütüyle beslenen bebeklerde demir eksikliğine bağlı kansızlık ortaya çıkar. Her iki sütte de A vitamini olmasına rağmen anne sütünde D, E, C ve K vitaminleri vardır.

Anne sütü hamilelik sürecinde annenin hormanları #prolaktin tarafından üretilmeye başlar. Anne hamile kalmadan önce böyle bir üretim yoktur. Süt üretimi anne hamile kaldığı andan itibaren başlamaktadır. Bu bir mucizedir. Süt üretiminde annenin hiçbir katkısı yoktur. Hücreler ise Allah’ın verdiği emirle bir makine gibi, bebek için süt üretmeye başlarlar. Bilimin anne sütü ile ilgili yeni keşfettiği gerçeklerden biri ise bebeğin anne sütü ile 2 yıl boyunca beslenmesinin son derece faydalı olduğudur.

Hakkında yüzlerce makale yazılan anne sütünün bir özelliği daha keşfedilmiş, anne sütü kanseri engelliyor. Mekanizması henüz anlaşılmamış ancak araştırmacılar, laboratuvarda yetiştirilen kanser hücrelerinin anne sütü tarafından öldürüldüğünün ispatlanması ile büyük bir potansiyel ortaya çıktığını belirtmişlerdir. İsveç’te Lund Üniversitesi’nde doktor ve immünolog olarak çalışan Catharina Svanborg, anne sütündeki bu mucizevi sırları keşfeden ekipte bulunmuştur. Lund Üniversitesi’ndeki bu ekip normal anne sütünün kanserin her çeşidi için bir koruma sağlamasını mucizevi bir keşif olarak değerlendirmişlerdir. Kemoterapi kanser hücreleriyle birlikte sağlıklı hücrelerede zarar vermesine karşın, anne sütü sadece kanser hücrelerine etkilediği izlenmiş. “hamlet” olarak isimlendirilen bu gizli içerik, kanser hücrelerini hedef alabiliyor ve onları ortadan kaldırabiliyor.
“Breast milk ‘accidentally’ discovered as possible cure for cancer – http://metro.co.uk/2017/05/15/breast-milk-accidentally-discovered-as-possible-cure-for-cancer-6637419/

Bu mucize karışım ile ilgili kısa bir liste yapmak gerekirse;

  • Her an kullanıma hazır bir şekilde üretim yapılır
  • Isısı bebeğin tam da içebileceği dar aralıkta ayarlanmıştır
  • İçeriği tamda bebeğin ihtiyaç duyduğu gibi tasarlanmıştır
  • Lezzeti, kıvamı ve akışkanlığıla tam olması gerektiği gibidir.
  • Bebeği hastalıklara karşı korur.
  • İçeriğindeki bileşenler çocuğun durumuna göre özelleşmektedir (prematüre doğum yapan annelerin sütlerinde daha fazla yağ, protein, sodyum, klorür ve demir bulunur)

Onlarca detayı sayfalar dolusu bahsedebileceğimiz bu üstün yaratılış harikası yani “Anne Sütü” hiç bir şekilde tesadüfi (başı boş-kontrolsüz) süreçlerle var olamaz. Tüm bu detayların varlığı mutlaka üstün bir Aklın varlığını gerektirir.

Anne kendi bedeninde üretilen sütü hiç bir şekilde yönetemez, içeriğiyle ilgili planlar yapıp araştırmalar gerçekleştirip yine kendi bedeninde bu üretimi gerçekleştirecek sistemi var edemez.

Üstün Akıl yani Allah bu özelliklerin bir kısmını  adeta “ince ayar” gibi mucize bir yaratılış ile var etmiştir. Örneğin anne sütünün tadı yada kokusu kötü olabilirdi, üretimi anneye acı veren bir süreç olabilirdi ama gerçekte böyle olmaz.

Allah bir lütuf ve ikram gibi insanlara sanki bir hediye olarak Anne Sütünü korumaya muhtaç olduğu bebeklik döneminde adeta hediye etmiştir.

Biz insana anne ve babasını (onlara iyilikle davranmayı) tavsiye ettik. Annesi onu, zorluk üstüne zorlukla (karnında) taşımıştır. Onun (sütten) ayrılması, iki yıl içindedir. “Hem bana, hem anne ve babana şükret, dönüş yalnız banadır.” (Lokman Suresi, 14)


Biyoloji, fizik, kimya, matematik, paleontoloji tüm bunlar bilimdir ama “tesadüfen oldu” diyen “evrim teorisi” bilim değildir. ???


Kaynaklar:

Sending
User Review
0 (0 votes)
    Bir cevap yazın

    E-posta hesabınız yayımlanmayacak.