Görme Nedir?
Britanica Ansiklopedisinde görme; göz veya benzeri bir organ aracılığıyla varlıkların renklerini ve şekillerini ayırt etmeyi sağlayan fizyolojik süreç [1] olarak tanımlanır.
Bir insana görmenin ne olduğunu sormak herhalde bilgisayara İnternet nedir diye sormakla eş değer bir soru olurdu. Bilgisayar İnternetin kendisinin nasıl bir altyapı olması gerektiğini bilmesine gerek yoktur ancak buna rağmen veri alıp gönderme işlemi gerçekleştirebilir.
Canlıların ışık uyarılarına verdiği biyolojik tepkiye fotoresepsiyon denir. Fotoresepsiyon, görme organındaki ışığa duyarlı fotoreseptör denen alıcıların ışığı farketmesi ile başlayan mekanizmadır.[2]
Çevremizden bilgi almak için kullandığımız en önemli duyu organımız gözümüzdür, görme basitçe gözümüzdeki lensin bir görüntüye odaklanması ve bu görüntünün ışığını retina tabakasına düşürülmesiyle gerçekleşir. İnsan gözünde 100 milyon foto reseptör hücre bulunur.
Şimdi bir parantez açalım ve bazı detayları inceleyelim.
Nasıl Görüyoruz?
– Işık ilk önce gözümüzün ön tarafında bulunan, yuvarlak saydam bir tabaka olan korneaya gelir,
– kornea dış bükey bir mercek gibi çalışır, ışık buradan geçerken kırılır ve görüntünün tersini bir noktada odaklar,
– ışığın göze giriş miktarı iristeki kaslarla sağlanır, ışığın göze giriş yaptığı açıklığa göz bebeği denir, göz bebeği ışığın miktarına göre otomatik olarak büyür yada küçülür,
– ışık göz bebeğinden geçerek gözün iç kısmına giriş yapar, ışık ilk olarak göz merceğine düşer, göz merceği kirpiksi kaslara bağlıdır, bu kaslar kasıldığında mercek iç bükey özelliğini kaybederken, kaslar serbest kaldıklarında mercek iç bükey özelliğini geri kazanır.
– Gözün yarı saydam özelliğinde olan iç kısmından geçen görüntü retina tabakasındaki Fovea Çukuru denilen bir bölgeye düşürülür, bu bölgede görme işlemi o kadar kesinleşir ki, görme siniri liflerinin neredeyse yarısı bu bölgede ki hücrelere ulaştırılır.
– Fovea çukurunun en önemli özelliği renkli görmeyi mümkün kılan koni hücrelerinden oluşmasıdır. Gündüz en çok bu bölgedeki hücreler ile görme algısı gerçekleşir. Mavi, yeşil ve kırmızı renge hassas 3 tip koni hücresi bulunur. Bu hücrelerin her birine birer sinir lifi bağlanmaktadır. Siyah beyaz görmede etkin olan her 3 çomak hücresinin bir görme lifini paylaştığı düşünüldüğünde, renkli görme işlemi için gece görüşüne kıyasla en az 3 kat fazla keskinlik sağlanmıştır.
– Fovea çukurunun dışında kalan retina tabakasında neredeyse hiç koni hücresi bulunmaz. Bu bölgede sadece ışık yoğunluğuna duyarlı çomak hücreleri yer alır. Her 3 çomak hücresine bir sinir lifi bağlanmıştır, dolayısıyla elektrik sinyalleri birleştirilerek, görüntü sinyalinin gücü arttırılmış olur, böylece gece karanlığında insan gözünde, ışık kaynakları çok yeterli olmasa bile, yeteri miktar görme sağlanabilmektedir.
Görme dediğimiz kavramla ilgili tüm detayları öğrendiğinizi düşünebilirsiniz. Ama hayır macera henüz bitmedi.
Görüntüyle ilgili Elektrik sinyalleri Görme Merkezine Ulaşıyor
Görme sinirleri gözden ayrıldıktan sonra “optic chiazma” ‘ya ulaşır, burada sinir lifleri çaprazlama olarak yer değiştirilir. Buradaki plan çok önemlidir, bu konuyu şu şekilde izah etmeye çalışacağım, gözün arkasındaki retina tabakasının yer aldığı yarım dairenin sol tarafı ile sağ tarafı aslında görüntü olarak tek bir karenin iki ayrı parçasıdır, ancak beyinimizin sol lobundaki görme merkezi göz sinirlerinden gelen görüntünün sol tarafını, sağ lobu ise sağ tarafını değerlendirir. Bundandır ki iki ayrı görüntü bilgisinin çifterli olarak sağ ve sol tarafta birleştirilmesi gerekmektedir, sağ taraftaki görme merkezine, iki gözde ki sağ görüntü bilgileri, beynimizin sol tarafındaki görme merkezine de gözlerimizin sol görüntü bilgilerinin ulaştırılması gerekmektedir. İşte “Optic Chiazma” ‘da bu yapılmaktadır.
Bu arada “optic tract” isimli bölümde görmekte olduğumuz görüntü için sana bir düzlem oluşturulmuştur, bu düzlem koordinatlara bölünmüş ve nesnelerin yerinin tespit edilebilmesi sağlanmıştır. Böylece bir nesneye bakmak istediğimizde “optic tract” sinirlerinden göz kaslarına ilgili koordinat için doğru sinyaller ulaştırılmış olur.
İç içe “indirgenemez kompleks” sistemlerin var edildiği bedenimizdeki, yine kendi içinde oldukça kompleks alt sistemlerle donatılmış organlarımızdan gözümüzün çalışmasını kısaca anlatmaya çalıştık.
Görüntünün Beynimizde Oluşmasını Sağlayan Koordinasyon
Görüldüğü gibi sadece görüntünün oluşması için onlarca plan ve detay birlikte çalışmalı, tek bir amaç için bir arada koordineli hareket etmelidir.
Işık gözün kornea tabakasından girdikten sonra ışığın yoğunluğu hızlıca ölçülmeli, irisin ona göre uygun miktarda ışığı geçirmek için hesap yapıp yeterli aralığı sağlamalı, bu arada mercekte, odaklanan nesnenin konumuna göre, yakındaysa kalınlaşmalı, uzaktaysa incelmeli bu yönde gerekli kirpiksi kaslarda düzgün bir oranla kasılmalıdır.
Bu arada görüntünün, retina tabakasındaki koni ve çomak hücrelerinde algılanıp, aslında görüyorum derken beynimizde oluşan görüntü için elektrik sinyallerinin beynimizin görme merkezine iletilmesi gerekir.
Retina tabakasında ki reseptör hücrelerde yer alan, rodopsin proteinine [3] çarpan bir foton ile başlayan bu süreç sonucunda toplamda bir saniyede bir milyardan fazla reaksiyon gerçekleştiği hesaplanmaktadır.
Beynimizde ki Görüntüyü Seyrediyoruz
Bu noktada belirtmekte fayda var aslında biz görüntü yada ışığın kendisiyle değil, beynimizdeki algısıyla muhatap oluruz. İşlem yada unsurların tümü tekbir amaca hizmet ediyorsa, ortada bir plan olmalı ve eğer bir plan varsa bu planın bir planlayıcısı olmalı, bizler modern akılcı bireyler olarak bu planı ve alt unsurlarını var edeni düşünmeli ve görme sisteminin bize kattığı estetik ve mükemmel görüş kabiliyetinin boşuna olmadığını bir amacının olması gerektiğini düşünmeliyiz.
“O Allah ki, yaratandır, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir, ‘şekil ve suret’ verendir. En güzel isimler O’nundur. Göklerde ve yerde olanların tümü O’nu tesbih etmektedir. O, Aziz, Hakimdir.” (Haşr Suresi, 24)
Aşağıdaki videoda yukarıda bahsettiğimiz görme işlemini özetleyen kısa bir video anlatımı izleyebilirsiniz:
Biyoloji, fizik, kimya, matematik, paleontoloji tüm bunlar bilimdir ama “tesadüfen oldu” diyen “evrim teorisi” bilim değildir. ???
Kaynaklar:
1.^ “vision.” Encyclopædia Britannica Ultimate Reference Suite. Chicago: Encyclopædia Britannica, 2011.
2.^ a b “photoreception.” Encyclopædia Britannica Ultimate Reference Suite. Chicago: Encyclopædia Britannica, 2011.
3.^ Rhodopsin – http://en.wikipedia.org/wiki/Rhodopsin
İlk Yorum Sizden Gelsin